Bazen yapılması gereken işleri o kadar çok erteleriz ki her biri üst üste yığılarak dağ haline gelir ve artık taşınması güç bir yük olur bizim için. Güç bela masa başına otursak bile ya nereden başlayacağımızı bilemeyiz ya da iş gözümüzde o kadar büyür ki oflayıp puflayarak masadan kalkarız. Tüm bu problemlerin bir şekilde üstesinden geldiğimizde ise belki de bölüm sonu canavarı denilebilecek bir sorun vardır: Odaklanma problemi.
Odaklanma diğer bir deyişle konsantrasyon, enerjinin belli bir iş üzerinde kesintiye uğramadan sürdürülebilmesidir. Zihinsel ve bedensel olarak kişinin yapılan işe yoğunlaşabilmesidir.
Peki odaklanma sorunu yaşadığını nasıl anlarsın?
- Odaklanman gereken bir işi yaptığın sırada kendini başka şeyler düşünürken buluyor musun?
- İş sırasında sık sık telefonunu kontrol ediyor musun?
- Kendini odaklanma için zorladığında daralma, bunalma ve sıkılganlık gibi duygular hissediyor musun?
- Bir işi bitirmeden diğer işe başladığın ve daha sonra hatırladığın oluyor mu?
- Yaptığın bir işten, konuşulan bir konudan hemen sıkılıyor musun?
- Düşünceleri toparlamada güçlük çekiyor musun?
Odaklanma sorununun pek çok nedeni olabilir?
Odaklanma sorunu pek çok nedenle birlikte oluşabilir. Bunlardan bazıları şu şekildedir:
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktife Bozukluğu (DEHB), Depresyon vb. diğer psikolojik bozukluklar.
- Yoğun olarak uzun süreli strese maruz kalmak.
- Fiziksel nedenler vs.
Bu ve bu gibi nedenlere uzun zamandır aşinayız fakat yenileşen teknoloji ile birlikte yeni bir neden daha eklendi. Sosyal medya…
Sosyal medya odaklanma süremize neler yapıyor?
Sosyal medya hayatımıza bir anda girmesine karşın sanki çok çok uzun zamanlardan beri hayatımızın vazgeçilmez bir parçasıymış gibi hissediyoruz. Daha birkaç dakika önce kontrol etmemize rağmen telefonu elimize alır almaz yine Instagramda buluyoruz kendimizi. Zihnimiz o kadar çok otomatik hale geliyor ki bazen “Ben neden girdim ki bu uygulamaya daha az önce kapatmıştım?” Şeklinde bir soru bile soruyoruz kendimize. Çünkü sosyal medyanın bize sunduğu sonsuz verilerine bir an bile maruz kalmazsak bir şeyler kaçıyormuşuz gibi bir hisse kapılıyoruz. Fakat aynı zamanda bu sonsuz veri akışı karşısında yaşamak istediğimiz hayatlara şahit olmak ya da yakın çevremizin güzel olduğunu düşündüğümüz hayatlarına şahit olmak sürekli olarak kendimizi yetersiz hissetmemize neden oluyor.Sosyal medyanın birçok yararı ve zararı mevcut fakat belki de önemli etkisi, odaklanma süresine olan olumsuz etkisidir.
Örneğin Instagram veya TikTok uygulamasını ele alalım. Sürekli olarak kısa videolar halindeki içeriklere maruz kalıyorsun. Bu kısa videoları beğenme ya da izleme süresine göre sözde senin için algoritmalar sevdiğin ve ekranda daha uzun süre kalmanı sağlayacak videoları karşına çıkarıyor. Bu kısa ve anlık maruz kaldığın içerikler sende sürekli bi serotonin (mutluluk hormonu) salgılamana neden oluyor.
Böyle bakıldığında oldukça masumane ve bizim faydamıza gelişen bir durum gibi gözükse de artık biri konuşurken 1-2 dakika sonrasında dikkatimiz dağılıyor ya da canımız sıkıyor. Artık filmleri izlerken daha çabuk sıkıyor ya da filmi 2-3’e bölerek iki günde bitiriyoruz. YouTube videolarını atlatarak izliyor, ders videolarını ise hızlandırarak dinliyoruz. İşte bu nedenle uzun süreli sosyal medya kullanımı, günümüzde odaklanma konusunda oldukça zararlı etkileri olan bir durum.
Peki sosyal medyayı nasıl azaltabiliriz?
- Hayatımıza bu kadar entegre olan uygulamaları birden silmek, kendimizi cezalandırmak olurken herkesin bildiği gibi her zaman yasaklar daha tatlı olacağı için aslında pek de etkili bir çözüm değil. Fakat uygulamanın hayatına olan olumlu-olumsuz etkilerini gözden geçirerek bir karar vermek, bilinçsizce uygulamaları silmekten çok daha sağlıklı olacaktır.
- Uygulamaların kendi içerisindeki geçirilen süre uyarılarını kendine göre 3 saat, daha sonra 2 saat şeklinde azaltabilirsin.
- Özellikle evde belirli yerlerde sosyal medya kullanımı kısıtlayabilirsin. Örneğin yatak odasında kullanmamak gibi.
- Kendini uzun süreli içeriklere maruz bırakarak kısa süreli içeriklerin odaklanma sorununa olan olumsuz etkisini azaltabilirsin.
- Algoritmalar senin beğenilerine ve ekranda kalma sürene göre gelişiyor. Bu nedenle sana faydası olmayan içerikleri ‘İlgilenmiyorum.’ seçeneği ile saf dışı bırakabilirsin. Aynı şekilde senin için ya da işin/eğitimin için faydalı olan içerikleri de beğenerek kaydedebilirsin. Böylelikle uygulama seni değil sen uygulamayı yönetirsin.
Daha iyi odaklanma için neler yapabilirsin?
- Neden odaklanamadığını bulman gerekiyor. Yapman gereken sorumluluk sana ağır mı geliyor. Yoksa ilgi duymadığın için mi odağını toplayamıyorsun? Yaptığın iş sende hangi duygudurumlarını oluşturuyor? Tüm bunların zihninde dönüp durmasındansa yazıya dökmen çok daha yararlı olacaktır. Nedenini bulduktan sonra ilerlemek her zaman sonuca daha erken ulaşmanı sağlar. Sorunun kaynağına inmeden onunla savaşırsan muhtemelen kaybedersin.
- Birden fazla işi aynı anda bitirmeye çalışma, unutma sen robot değilsin. Bunun yerine kendine bir liste yap ve yapman gereken işi küçük adımlara böl. Böylelikle her tamamladığın adımda maddenin üstünü çizerek tıpkı her video kaydırmasındaki gibi serotonin seviyeni artırarak odağını sürdürmeni sağlayabilirsin.
- Odaklanma konusunda kendine fazla yüklenme. “10 dakika bile olsa odaklanamıyorum.” demek yerine “Bugün 5 dakika da olsa odaklanabildim. Yarın bunu 10 dakikaya çıkarmak için çabalayacağım. “ demek çok daha sağlıklı ve şefkatli bir yaklaşım olacaktır.
- Kendini ödüllendirmeyi unutma. Mutlaka belirli sürelerde sana iyi hissettirecek aktivitelerde bulun ya da atıştırmalık, kahve vb. yiyecek-içecekler tüket.
![]() |
Zeynep AŞUT Psikolojik Danışman |
Kişisel hesabım: @psk.dan.zeynepasut
İnstagram hesabımıza bir göz atmak istersen @freesiapsikoloji



.png)

0 Comments