Film Analizi: Marriage Story




MARRİAGE STORY

FİLM ÖZETİ

   Marriage Story, evli bir çiftin New York ve Los Angeles’ ta geçen boşanma hikayesini konu alıyor. Tiyatro yönetmeni olan Charlie ile oyuncu eşi Nicole, dışardan iyi gibi görünen bir beraberliğin ardından boşanmaya karar verir. Boşanmaya karar veren çift, bu süreci kolayca sona erdirmeyi düşünseler de daha farklı durumlarla karşılaşmaktadırlar. Çünkü çocuklarının velayeti işin içine girince, süreç beklediklerinden daha karmaşık bir hal alır. Charlie ve Nicole bu sırada hayatlarına farklı şehirlerde yön vermeye çalışması, işlerin iyice kızışmasına neden olur. Charlie devam eden tiyatro projelerini sürdürmek ve kurulan düzenleri için New York’ta kalmak isterken Nicole, yeni projesi için Los Angeles'ta yaşamayı planlar. Ancak Nicole ve Charlie ortak bir noktaya bir türlü varamazlar. Uzun zaman boyunca içlerinde gömülü kalmış kızgınlıklar, giderek agresifleşen boşanma sürecinde ortaya çıkmaya başlar.

BAŞ ROL KARAKTERLERİ


Adam 


Nicole 

NİCOLE’NÜN ÖZGÜRLÜKTEN KAÇIK KURAMINA GÖRE ANALİZİ

   Erich Fromm’a göre evrimsel süreç içinde doğayla ve türdeşleriyle olan asal bağlarını yitiren insanoğlu, kazandığı akıl, iç görü ve imgelem gibi özellikler nedeniyle içinde yaşadığı dünyadan tamamen farklı bir varlık olarak kendine özgü sorunlarla karşı karşıyadır. Yani insanlar, önceden belirlenmiş içgüdüsel bir yolla davranmak yerine varoluşun nedeni ve evrendeki yerini belirlemek zorunda olarak, mutsuzluk ve sıkıntı denilen kendi türüne ait olan sorunlarla yüz yüze kalmaktadır. Buradan yola çıkarak Nicole’ün de çoğu insan gibi doğadan uzak evrimleşmiş olan yaşamı yani New York’taki yaşamındaki çevresiyle, ilişkilerinde yaşadığı sorunlar ve kendine özgü sorunlar yaşadığını görmekteyiz.

İNSANIN İHTİYAÇLARI

   Nicole fizyolojik ihtiyaçlarını yani açlık, cinsellik ve güvende olma gibi ihtiyaçlarını rahatlıkla karşılayabilmektedir. Ancak fiziksel ihtiyaçlarının yani içgüdüsel gereksinimlerin doyurulması her insan gibi Nicole için yeterli değildir. Çünkü Fromm’a göre insanlar yalnızca hayvansı ihtiyaçlarını karşılayarak varoluşsal ikilemlerini çözemezler. Hayvansı doğamız ve insani özelliklerimiz arasındaki çelişkiye Fromm ‘varoluşsal ikilemler’ olarak adlandırmaktadır.

   Fromm birçok insanın davranışı içgüdüsel ihtiyaçlar nedeniyle değil, varoluşsal ihtiyaçlar nedeniyle ortaya çıktığını belirtmiştir. Bu nedenle Nicole’ün davranışlarının hangi varoluşsal ihtiyaçlarla etkilendiğini incelemek gerekir.

VAROLUŞSAL İHTİYAÇLAR

İlişki:

  Doğadan ayrılarak kendisini doğa güçleri karşısında güçsüz hisseden insan, diğer insanlarla birlikteliğe yönelerek ilişkiler kurar. Nicole’ün de insana özgü olan ve insan kültürünün evrimleşmesi sonucu nedeniyle yaşamında görüldüğü gibi birçok ilişki içinde bulunmaktadır.

  Fromm’a göre insanlar kendi dışlarındaki dünyayla üç temel yolla ilişki kurmaktadır: teslim olma, güç ve sevgi. Nicole’ün ilişkilerinden yola çıkarak yorumlayacak olursak eşi Charlie ile olan ilişkisi genellikle kendisini ona teslim edip çoğu zaman boyun eğdiği bir ilişki yapısıdır. Yani Nicole’ün de ifade ettiği gibi kendisini eşine adamıştır. Ancak Nicole zamanla hayatın kendisini getirdiği yeri sorgulamaya başlayınca Charlie ile ilişkileri gerginleşmiştir. Kendini eşinin New York’taki hayatına adayan Nicole, biraz da oğlunun büyümesinin etkisiyle, kendine ait bir alan kalmadığını hissetmiştir. Fromm’a göre bu ilişki türü yani Nicole ve eşinin arasındaki ilişki, kişinin bütünlük yönündeki gelişimini ve psikolojik sağlığını olumsuz etkilemektedir. Sonuç olarak Nicole’ün de bu ilişki yapısında oldukça olumsuz bir şekilde etkilenip kendini mutsuz hissederek sıkıntılar yaşamaktadır.

  Fromm’a göre insanın varoluşsal bir gereksinimi olan ilişki ihtiyacı, ancak gerçek sevgi ya da olgunlaşmış sevginin gelişmesiyle doyurulabilir. Nicole zamanla evliliğinde yanlış bir ilişki yapısına sahip olarak varoluşsal ihtiyaçlardan olan ilişki ihtiyacını karşılamamaktadır. Çünkü eşinin onun istek ve beklentilerini önemsemediğini, kendi için yaşamadığını ve eşinin hayatını beslediğini düşünmektedir. Bu nedenle Fromm’un bahsettiği gerçek sevginin temel bileşenleri ilgi, sorumluluk, saygı ve bilgi bu ilişki yapısında eksik kalarak Nicole’ün olumsuz duygu durumlarına girmesine sebep olmaktadır.  Bu ilişki yapısında saygı bileşeni bulunmamaktadır. Çünkü saygı diğer bir anlamıyla bireyin diğer kişinin kendine özgü gelişimine duyulan ilgidir. Ancak eşi Nicole’ün kendine özgü gelişimine ilgi duymamaktadır.  Ayrıca bir diğer sevgi bileşenlerinden olan bilgi bireyin karşısındaki kişinin ihtiyaçlarını ve karşılanmaya istekli olmak ve onu olduğu gibi görmektir. Ancak Nicole ilişkisinde yaşadığı sorunları avukatına anlatırken eşinin ona bir kere dönüp, bugün ne yapmak istersin diye sorduğunda kendisine tuhaf geldiğini söylemektedir.

 Nicole’ün ilişki yapısında belirttiğim gibi Los Angeles’e gidip mesleğiyle ilgili yeni adımlar atma istemektedir ancak eşi bu durumu kayıtsız kalarak onun istek ve beklentilerini göz ardı etmektedir. Bu isteğe karşı Nicole eşi Charlie’nin ona kendine ait bir uğraşın olmasını isterim demesini beklediğini ancak eşinin kıskançlık duyarak, isteklerini alaya aldığından bahsetmektedir. Eğer böyle bir davranışta bulunmayıp ve kıskançlık duymasaydı belki de ilişkilerinin bitmeyeceğinden de bahsetmektedir. Sonuç olarak bu yanlış olan ilişki türü Nicole’ün eşiyle olan ilişkisini sonlandırmak istemesine yol açmıştır.

  Nicole ve eşi ilişkilerini sonlandırmak için arabulucuya gittikleri zaman, arabulucu onların birbirleri hakkında sevdiği yönlerini bir kağıda yazmalarını isteyerek bu sürecin daha sakin ilerlemesi hakkında bir yöntem izlemiştir. Eşi Charlie Nicole’ün, insanları gerçekten dinleyip ilgi ve güven verdiğini. Örnek bir insan olduğunu yazmıştır. Buradan yola çıkarsak Nicole’ün yakın çevresiyle ve diğer insanlara karşı ilişki ihtiyacını rahatlıkla karşılayıp yani onlarla Fromm’un da kuramında bahsettiği gibi gerçekten ilgilenip, verici olarak, onların gerçek istek ve duygularını doğru bir biçimde tarafsızca öğrenerek, tüm insanlığa karşı sorumluluk duygusunu geliştirerek olgunlaşmış sevgi seviyesine sahip olduğunu anlayabiliriz.

Köklülük:

  Varoluşsal ihtiyaçlardan biri de köklülük ihtiyacıdır. İnsanların evrim süreciyle birlikte doğadaki yerini yitirmiş olmasını insanlara izolasyon ve çaresizlik duygularını yaşatır. Nicole’ün eşiyle yaşadığı sorunlar ve boşanmak istemleriyle birlikte annesinin evine gitmesi, Fromm’a göre köklülük ihtiyacını karşılama nedenlerinden biri olabilir.

Aşmak:

  Diğer varlıklar için var olma rolü yeterlidir, ancak insan pasif ve kazara bir varoluşla yetinmez, edilgen ve savunmasız varlık rolünü aşmak ve çevresine anlamlı etkilerde bulunmak ister. Nicole evde baş başayken eşine tiyatroyla ilgi bazı önerilerde bulunduğunu ve söylediklerinin yönetmen olan eşi Charlie sanatı vasıtasıyla eşinin toplum önüne çıkardığı zaman kendisiyle gurur duyduğu anlar olduğundan bahsetmektedir. Ancak zamanla Nicole tiyatro kulübünde kendini yeterince gösteremediğini ve fikirlerini ifade edemediğini düşünmektedir bu nedenle kendini yeterli hissetmemektedir.

 Nicole potansiyelini Los Angeles’ta gösterip düşüncelerini ve fikirlerini hayata geçirebileceğine ve bir birey olarak kendini gerçekleştirebileceğini düşünmektedir. Bu nedenle arabulucudan vazgeçerek boşanma avukatı tutup evliliğindeki sorunları çözüp, oğlunun velayetini alarak engelleri kaldırıp, kendine yönelmek istiyor. Nicole’ün, Fromm’un kuramındaki varoluşsal ihtiyaçlardan olan aşmak ihtiyacını pozitif bir biçimde aşma çabası içinde bulunmaktadır.

Kimlik Duygusu:

  İnsanlar varoluşsal ihtiyaçlardan olan, kimlik duygusuna ya da ayrı bir bütünlük olarak kendisinin farkında olma kapasitesine ihtiyaç duyarlar. Ayrıca insanlar doğadan koptukları için kendilik kavramına, “ben benim” duygusuna gereksinim duyarlar. Nicole’ün boşanma avukatıyla konuşurken, kendisi olmadığını, kendisi için yaşamadığı ve eşinin hayatını beslediğini dile getirerek eşinin onu kendisinden ayrı bir şey olarak görmemesinden de yakınmaktadır. Bir de avukatıyla olan konuşmasında evlerini bile eşinin zevkine göre dizmelerinden bahseden Nicole, artık zevkinin bile ne olduğunu unuttuğunu düşünmektedir. Bu nedenle Nicole farklı bir birey olma arzusunu karşılayamamakla birlikte kendi hayal ve isteklerini karşılamayarak olması gereken bütünlüğünü sağlayamamıştır.

Fromm’a göre diğer varoluşsal ihtiyaçlar gibi kimlik ihtiyacı da kolay karşılanamaz. Çünkü yaşam tehlikelerle doludur ve bu tehlikelerle karşı birey, güçlü, koruyucu kimselerle sembiyotik bir ilişkiye girerek kendini güvende hissetmek isteyebilir. Bağımsız bir birey olma arzusu bu tehdit edici özgürlükten kaçma isteği ile çelişir. Nicole eşiyle sembiyotik ilişkiye girerek içgüdüsel olarak tehlikelerden uzaklaşarak güvende hissetmek istemiş olabilir. Ayrıca eşiyle aynı sektörde çalışıyor olması ve eşinin zeki ve yaratıcı olmasına kapılarak onunla kolaylıkla bağ kurmasına neden olup Nicole’ün kimliğinin bu sembiyotik ilişkiyle yani eşiyle aralarındaki bağlılığa dayanarak uzun süre sürdürmesine neden olmaktadır.

Nicole yaşadığı olumsuz duygu durumlarını göz ardı ederek, eş ve anne olmanın kendisine yetmesi için çabaladığını fakat yetmediğini dile getiriyor. Daha sonra Nicole’ün eşinin tarafından aldattığını öğrenmesi onu tetikleyerek kendisini eşine adayıp hayatını onun üzerinden yürüttüğünü farkına vararak boşanma kararı alıyor. Nicole boşanma kararın altında yatan neden bağımsız birey olma arzusu ve hem ilişki ihtiyacını hem de kimlik duygusu ihtiyacını karşılayamıyor olmasından kaynaklıdır.

Sonuç olarak Nicole evli kaldığı süreçte mesleki özgürlüğünün büyük ölçüde eşine dayanmaktadır. Ayrıca eşiyle olan ilişkisi bağımlılığı nedeniyle kimlik duygusu ihtiyacını karşılayamayarak bireyselliğini destekleyen sağlıklı davranışları yerine getiremiyor. Bu nedenlerden dolayı eşiyle boşanma sürecine girdikten daha sonra Nicole, Los Angeles’ dan gelen dizi teklifiyle birisinin sanki ona yaşam eli uzattığını düşünmektedir. Bu fırsatla hareket alanı bulabileceğini ayrıca en azından eşinden ayrı olarak iş alanında “kendisine ait bir şey” olduğunu düşünerek teklifi kabul edip davranışlarına şekil vermektedir.  Buradan yola çıkarak varoluşsal ihtiyaçlardan olan ‘kimlik duygusu’ ihtiyacının baskın gelerek Nicole’ün birey olma ihtiyacını bir şekilde karşılamak istediğini görmekteyiz.  

Oryantasyon Çerçeveleri:

Kurama göre varoluşsal ihtiyaçlardan olan insanın ‘evrendeki yerinin neresi olduğu’ ve ‘nasıl eylemde bulunması gerektiği’ sorularına bir yanıt teşkil edecek, yönelecek ve kendini adayacak bir çerçeveye duyduğu gereksinimdir. Doğadan ayrılan insan dünyadaki yolunu belirlemede bir yol haritasına, bir dayanak çerçevesine ihtiyaç duyar. Nicole de iki farklı çerçeve sahiptir. Birincisi evliyken oluşturduğu yol haritası daha sonraki ise boşanma kararından sonraki başlayan yol haritasıdır. Nicole evliliğinde kendini çocuğuna, eşine ve eşinin işine adayarak bir amaç edinmiştir. Ancak zamanla bu amacın kendisi için anlamlı ve yeterli olmadığını görerek Los Angeles’ da bambaşka hayat ve kendisine ait yeni bir amaç edinmek ister. Ailesinin yaşadığı Los Angeles’ta yaşamak ayrıca eşinin tiyatro oyunlarında rol almak yerine yönetmenlik yapmayı dile getirdiği en büyük amaçları arasındadır. Oryantasyon çerçeveleri sağlıklı ve sağlıksız olabilir. Nicole’ün yeni oryantasyon çerçevesi sağlıklı olarak yaşam severliği, üretkenliği içerir.

Heyecanlanma ve Uyarılma:

 Varoluşsal ihtiyaçlarda olan harekete geçirici uyaran alan Nicole, Los Angeles’ta oyunculuk ve yönetmenlik adına adımlar atarak kendini geliştirmeye çalışır. Bu uyarana sahip olan Nicole kendisinin belirli bir amaç için aktif bir biçimde uğraş vermesine yol açar. Bu uğraşlar sonucunda da Nicole Emily’e yönetmen olarak aday olmuştur.

KİŞİLİĞİN YAPISI-ÖZGÜRLÜKTEN KAÇIŞ

 Fromm’a göre insanlık tarih boyunca bağımsızlaştıkça, insanların kaygı ve izolasyon duyguları da artmıştır. Nicole ise ailesinden ayrılıp bağımsızlaştığı dönemlerde yeni bir ilişkiye adım atarak evlilik kurumuna adım atmıştır. Evliliği bittikten sonra da eşiyle kurduğu güven veren bağlar koparak, dış dünyayla bütünüyle yüz yüz gelmiştir. Fromm’a göre bu durumun olumsuz yönlerinden kurtulabilmek için iki yol vardır. Ya olumlu özgürlüğe doğru ilerlenecek ya da geri çekilerek özgürlüğünden vazgeçeceksin. Nicole ise bağımsızlığını ve bütünselliğini oluşturmak için insanlarla ve kendisiyle ilişkilerini doğru olan şekilde yeniden düzenleyerek bir bütün olmuştur.

Erich Fromm diğer bazı kuramlardaki savunma mekanizmaların yanı sıra insanların özgürlükten kaynaklanan güvensizlik ve kaygı duyguları ile baş etmekte kullandıkları üç temel mekanizma olduğunu ileri sürmüştür. Bunlar otoriteryanizm, yıkıcılık ve komformite mekanizmalarıdır.

Nicole’ün hayatında hem evliliği öncesi ve evlilik sonrası bağımsızlaşma sürecinde duyduğu kaygı ve güvensizlik için kullandığı kaçış mekanizmaları şunlardır;

  Otoriteryanizm, izolasyon ve yalnızlık duygusu ile baş etmenin bir yolu olarak, yoksun olduğu gücü elde etmek için bireysel bağımsızlığından vazgeçerek kendisi dışındaki bir kişi ya da bir şeyle kaynaşmasıdır. Nicole ise ailesinden bağımsızlaştığı ve oyuncu olduğu dönemlerde Charlie ile karşılaşıp bireysel bağımsızlığından vazgeçerek onun hayatına adapte olmuştur. Fromm bu sembiyotik duygusal bağlılığa boyun eğme (mazoşizm) ya da egemenlik çabası(sadizm) biçiminde iki farklı şekilde gerçekleşebildiğine değinmiştir. Nicole’ün eşiyle evli kaldığı süreçteki sembiyotik ilişkisinde boyun eğerek eşinin yönetmen olması nedeniyle de onun daha güçlü olduğunu düşünerek bağlılığını sürdürmüştür.

  Fromm’un kaçış mekanizmalarından olan otomaton konformite bireyin sosyal yönden kabul edilebilir rollere bürünmesidir. Kendi bireyselliğinden vazgeçerek, diğerleri gibi ve diğer insanların kendisinden olmasını istedikleri gibi bir kişi olarak birey, yalnızlık ve yalıtılmışlıktan kurtulmaya çalışır. Nicole’de de görüldüğü üzere birden fazla sosyal rol üstlendiği zamanlar bulunmakta bunlar bir eş olma anne olma gibi rollerdir. Ancak zamanla Nicole’ün de bahsettiği gibi eş ve anne olmak onu tatmin etmemektedir. Bu nedenle de oryantasyon çerçevesini tekrar düzenleyerek kendine yeniden yol çizmiştir. 

KİŞİLİĞİN GELİŞİMİ

   Fromm kişiliğin gelişiminin yetişkinlikte de sürdüğünü belirtmiştir. Yoğun ve güçlü dışsal etkenlerin yetişkinlikte de kişiliği etkileyebileceğini vurgulamıştır. Buradan yola çıkarak Nicole’ün eşinin onu aldatması ve kendisinin yaşadığı olumsuz duygu durumlarının farkına vararak, kendi ve kararlarıyla ilgili önemli değişikliklere sebep olmuştur. Artık Nicole’ün kişiliği başkalarına alan ve öncelik vermeden daha baskın ve kararlı bir yapıya bürünerek, isteklerini ve hayatını kendisine göre yönlendirmesine yol açmıştır.

KARAKTER TİPOLOJİSİ

  Fromm kişiliği “bireye özgü olan ve bireyi eşsiz kılan, doğuştan getirilmiş ve sonradan kazanılmış niteliklerin tamamı” olarak tanımlamaktadır. Karakteri ise kişinin kendini, insanlık ve doğayla ilişkilendirdiği, içgüdüsel olamayan çabalarından oluşan nispeten kalıcı bir sistem olarak tanımlamaktadır.

 Fromm’a göre karakter sadece bireyin etkili ve tutarlı davranmasını sağlamamakta aynı zamanda bireyin kendisini topluma uyarlamasının da temelini oluşturur. Nicole ise karakterleriyle topluma uyum sağlamaktadır.  Evliliğini sonlandırmış olsa da üretken bir kişiliğe sahip olarak hayatını sürdürmeye ve varoluşsal ihtiyaçlarını yerinde karşılamaya çalışmaktadır.

  Fromm çağdaş toplumlarda yer alan beş sosyal karakter tipi tanımlamıştır. Fromm bu sosyal karakter karakterlerini üretken ve üretken olmayan şekilde ikiye ayırmıştır.

  Sağlıklı kimseler işlerini yaratıcı bir biçimde ifade etmenin bir aracı olarak görürler. Nicole’ün de hem daha önce bulunduğu tiyatro grubunda hem de boşandıktan ve eşinin tiyatro grubundan ayrıldıktan sonra  farklı alanlarda yaratıcı bir şekilde başarılı olma şansı yakalamıştır. Sonucunda ise daha önce bahsettiğim gibi yönetmenlik dalında Emily’e aday gösterilmiştir. Ayrıca Fromm’a göre sağlıklı kimseler kendilerini ve diğerlerini oldukları gibi görüp kabul ederler.  Filmin sonunda Nicole de kendisini olduğu gibi görüp eski eşi Charlie’de olduğu gibi kabul ederek onu çocuğu için sağlıklı bir şekilde hayatının bir yerine konumlandırarak hayatını yeniden yapılandırıp, üretken bir şekilde yaşama devam etmektedir.

0 Comments