Herkesin bildiği gibi insanlar aile yaşantılarında ya
da kontrol edemedikleri başka sebeplere bağlı olarak devamlı strese ve
başarısızlığa maruz kalınca çaresizliklerini kontrol edemez hale gelirler. Bu
da hayatlarında bir döngü haline gelince yaşadıkları durumu değiştirmeye
kalkmazlar. Çünkü durumu tamamen çözümsüz olarak algılar, başarının ve
değişimin mümkün olamayacağını düşünürler. Böylelikle olumsuz düşüncelerle
hareket ederler ve olumsuz deneyimlerinin fazla üzerinde dururlar. Bunların
üzerine uzun uzun düşünüp zihinlerinde tekrar tekrar evirip çevirirler. Bu da
bilişsel bozukluklara yol açıp kişiyi depresyona yönlendirebilir ya da
yaşamının farklı alanlarında kişiyi işlevsizliğe sürükleyebilir.
Öğrenilmiş çaresizliğin yaşamımızdaki yansımaları da
genellikle “Ne yaparsam yapayım başarılı olamayacağım.” “Ne yaparsam yapayım
hiçbir şey fark etmiyor.” vb. gibi cümlelerle kendini sıkça
göstermektedir.
Peki her insanın yaşayabileceği bu durumda neler
yapabiliriz?
Öncelikle bu durumun sizi çok fazla etkilediğini ve
hayatınızı işlevsizleştirdiğini düşünüyorsanız bir uzmandan yardım
alabilirsiniz. Eğer bu durumun yüksek düzeyde hayatını etkilemediğini
düşünüyorsanız kendi kendine yardım (self-help) teknikleriyle de bu
durumun hayatınıza etki eden düzeyini değiştirebilirsiniz. Böylelikle bu
kendine yardım yöntemiyle kendine rehberlik ederek ve kendine güvenini
vurgulayarak olumlu ilerlemeler yaşayabilirsiniz. Bunlardan ayrı olarak da
öneri vermek gerekirse, ilk olarak düşüncelerinin farkın varıp hayatında
öğrenilmiş çaresizlikle hareket ettiğin zamanları düşünmelisin. Böylelikle
hayatına ve düşüncelerine dair farkındalıkla hayatında istediğin değişimleri,
başarıları beraberinde getirebilir.
Değişim kendini tanımakla başlar.
Böylelikle kendine ve yaşamına dair olan olumsuz düşünceleri değiştirebilirsin.
Hayatında farkında olmadan yaşadığın çaresizliklerin gerçekçi olmayan yönünü
görüp, kendine güvenerek aslında öyle olmadığının rahatça farkına varabilirsin.
Sayfamızın da mottosu olan Prof. Dr. Sinan Canan’ın da
dediği gibi “Dur, Anla ve Yaşa”.
Herhangi bir anda DUR! O ana bak, kendi bedenine yukarıdan baktığını hayal et ve konumunu gözden geçir. Ne yaptığını, ne hissettiğini ya da nedenlerini kafanda mantıklı bir yere oturt, ANLA! Bu fark ediş sana o kadar iyi gelecek ki. Zamanda savrulan düşüncelerini, belirsizlik içinde yüzen zihnini... Tüm bunların sonunda ise YAŞA! Bir tek saniyeni bile geri getiremeyecek olmanın bilinci ve farkındalığı ile doya doya yaşa. Çünkü herkes gibi sen de hayatın tadını çıkarmayı hak ediyorsun.
Kendine ve yaşamına dair biraz daha anlayışlı
olup öz-şefkatini korursan bu sayede çaresizliğin getirdiği yaşantılarını
değiştirmek her zaman senin elinde olur.
İnstagram hesabımıza göz atmak ister misin?
18.07.2020
Cumartesi.
Bursa, Nilüfer.
Planladıklarımızı yerine getirmek için adım atmak neden bu kadar zor?
Hayatımızın belirli
dönemlerinde zamanın yanımızdan öylece geçip gittiği hissine kapılırız. Okul,
iş vb. dönemlerinin verdiği yoğun zamanlardan sıyrılıp tempodan uzaklaşınca
(yaz tatili vs.) dinlenmek isteriz ancak bu dinlenme süresi uzadıkça yapılan
planlar, kurulan hayaller beynimizde dönüp duran bir düşünceden ileriye
gidemez. Kafamızdaki hayalleri yerine getirmek için şu ya da bu nedenden dolayı
bir türlü harekete geçemeyiz. Bu durum bizi rahatsız etse de o adımı atmak
düşünmekten çok daha zor ve çaba gerektiren bir süreç ve biz bunun pekala
farkındayız.
'Yaz tatili gelsin müzik aleti çalmayı öğreneceğim.' 'Tek
başıma yaşıyor olsaydım hayatım daha düzenli olurdu?' 'Benim de o kadar imkanım
olsaydı ben de yapardım.' İşte tüm bu
cümleler sizin kendinize bilinçsiz olarak ördüğünüz duvarlardan başkası değil.
İnsanın, sahip olduğu konfor alanından çıkması bazen zorlayıcı olabiliyor. İşte
bu noktada beyin bilinçsiz olarak hayallerini gerçekleştirmemen için önüne
çıkabilecek her türlü imkansızlıkları ve bahaneleri sıralayacaktır. Herkes öyle
ya da böyle bir şeyleri üretiyor. Üretmek ve gelişmek için ilk adımı atıyor.
Tek fark ise o küçücük adım. Aslında yapmak istediklerimiz tam karşımızda.
hayallerimize ve planladıklarımıza ulaşmak için bize engel olan da tam olarak
kendimiz.
İlk adımlar ansızın da olabilir, büyük bir özveri ya da çaba
gerektiren bir süreç de olabilir.
Ansızın gelişen ilk
adım, kişinin hiçbir engeli ya da bahaneleri düşünmeden harekete geçtiği andır.
Müzik aleti çalmak için yaz tatilini beklemeden karşına ilk çıkan dükkandan
istediğin müzik aletini almak gibi. Bu durum genelde kişinin kendiyle bağının
kuvvetli olduğu, adım için gereken enerjinin var olduğuna inandığı, stres gibi
zararlı duygu durumlarından uzak bir anda gerçekleşir. Büyük bir özveri ya da
çaba gereken hedeflerde ise genelde ilk adımı atmayı engelleyen de tam olarak
bu gereken çabadır. Sürecin zorlayıcı olması, kişinin kendini yetersiz
hissetmesi de o adımı atmayı zorlaştıran diğer nedenlerdendir. Hayatını düzene
sokmak için her şeyin yolunda olmasını beklemek kolay bir seçenektir. Ancak
hayatınızdaki küçük ya da büyük olan aksaklıkları kabullenerek kendiniz için
harekete geçmek zor olan seçenektir.
Bugün biz o ilk adımı attık.
Hayallerimize giden
yolda bugün ilk adımı, uzun zamandır düşündüğümüz ve yapmak istediğimiz
şeylerden biri olan blog sayfası açmakla attık. Başlamak bizim için de zordu.
Birbirimize söylemesek de kendi içimizde bilinçli ya da bilinçsiz engellerle
karşılaştık. Tam olarak hayalimiz olmasa da o yolda ilerlememiz için gereken
ilk adımı attık. Hakkımızda yazısında da bahsettiğimiz gibi bu yolda attığımız adımları ve yerine getirdiğimiz istekleri burada
sizinle paylaşmak istiyoruz. Harekete geçmenizi destekleyecek; bizi ve sizleri
motive edecek küçük, özel olan hikayelerimizi paylaşmak istiyoruz. Yapmak
istediğiniz ama sürekli bahaneler üreterek ertelediklerinizi bizimle
paylaşırsanız çok seviniriz.